Yazı: ONUR
CAN*-TUNCAY TAYMAZ - Ocak 2003,Atlas Dergisi
|
|
|
|
Türkiye'nin deprem açısından en aktif
bölgelerinden biri olan Doğu Anadolu'da meydana gelen Pülümür depreminin,
beklenmeyen bir gelişme olduğu söylenemez. Arabistan Levhası olarak
adlandırılan ve Arabistan Yarımadası ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni
içine alan litosfer (taşküre) parçasının kuzeye hareketi, Türkiye'nin
doğusu ve Kafkaslar'da kıtasal sıkışmaya neden oluyor. Kuzeyde, hareket
etmediği kabul edilen Avrasya Levhası ile güneyde Arabistan Levhası
arasında kalan bölge, kaçmaya (açılmaya, sıkışmaya, kırılmaya) çalışıyor.
Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu doğrultu atımlı fayları arasında kalan Orta
Anadolu batıya kaçarken, Karlıova'nın doğusunda kalan İran Bloğu
güneydoğuya doğru hareket ediyor. Orta Anadolu Bloğu kendi içinde doğrultu
atımlı faylarla (Malatya, Ovacık, Ezinepazarı, Ecemiş, Erciyes fayları
gibi) parçalandı. Ovacık Fayı'nın, Kuzey Anadolu Fayı ile birleştiği
Erzincan Pülümür bölgesi, her iki fayın hareketi ile yıkıcı depremlere
maruz kalıyor. Bu iki fayın arasında kalan kısım batıya hareketin
etkisiyle açılıyor ve Erzincan Havzası'nı meydana getiriyor. Bölgede
kaydedilen en büyük deprem haritada da gösterilen 26 Aralık 1939'da
8.0'lık Erzincan depremidir. Kuzey Anadolu Fayı üzerinde meydana gelen ve
yaklaşık 40 bin can kaybı ile ülkemizin gördüğü en büyük doğal afet olan
Erzincan depremi, Türkiye'de yerbilimlerine bakış açısını da önemli ölçüde
etkiledi. Ülkemizdeki faylar, ancak bu tarihten sonra Prof. Dr. İhsan
Ketin'in önderliğinde incelenmeye başlandı. Doğu Anadolu'da önemli
hasarlara yol açan diğer iki deprem, 20 Ağustos 1966 (M=6.1) ve 26 Temmuz
1967'de (M=5.8) Kuzey Anadolu Fayı'nın Pülümür ve Karlıova arasında kalan
bölümünde yaşandı. Yakın tarihli en önemli deprem ise 13 Mart 1992
Erzincan Depremidir (M=6.9).
|
|
|
|
Ovacık Fayı üzerinde henüz yıkıcı bir
deprem olmadı. 27 Ocak 2003'teki Pülümür depremi (M=6.1) ise bu fayın
ucunda meydana geldi. İlk belirlemelere göre bu depremin merkezi (odağı)
10 kilometre derinde. Deprem sonrasındaki artçı sarsıntılar, Ovacık
Fayı'nın Kuzey Anadolu Fayı ile birleştiği kesimden güneybatıya doğru
uzanan önemli bir zon Ğdar bantĞ içinde meydana geldi. Harvard
Üniversitesi Sismoloji Bölümü tarafından yapılan ilk çözüme ve artçı
sarsıntı dizilimine göre bu deprem, kuzeydoğu-güneybatı yönelimli, sol
yönlü (kırığın sola hareketi) doğrultu atımlı faylanma mekanizması
sonucunda meydana geldi.
Pülümür depremi, Türkiye'nin önemli bir gerçeğini bize bir kez daha
hatırlattı. Sadece belli bölgelerin değil, ülkenin tamamının depremlerden
etkilendiğini hepimizin unutmaması gerekiyor. Bundan sonra yapılması
gereken, aralıksız devam eden bilimsel çalışmaların ışığında acılarımızı
en aza indirecek önlemleri hayata geçirmektir.
(*) İTÜ MADEN FAKÜLTESİ, JEOFİZİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ SİSMOLOJİ ANABİLİM
DALI
|